Aksarayda güvenerek alışveriş yaptığım bir işletme. Küçük fazla bilinmeyen kendi halinde samimi, eskilerin mirası gibi bir yer. Eskilerin dedim çünkü şimdiki zamanda herşey teknolojik aletlerle ve az emek çok verim gibi bir anlayış içerisinde. Oysa bu işletme tam da unutulmaya yüz tutmuş el emeği meslekleri andırıyor. Anlatmak istediğim terzilik mesleği değil. Bu mesleğin icra ediliş şekli. Dükkandan içeri girince üç kişiyle karşılaşıyorsunuz. Dükkan küçük, arka tarafta iki kişi çalışıyor. Birisi ihtiyar bir zat. Diğeri otuzlu yaşlarında birisi. En son da asıl dükkan sahibi Hayrullah usta. Allah hepsine selamet ve helal rızık nasip eylesin. Usta çok samimi ve işi iyi bilenlerden bence. Çünkü ben usta şu şekil olsun diyorum ölçüyü alıyor kafasında herşeyi hallediyor sonra şu dediğin olmaz, yakışmaz şöyle olsa daha iyi böyle olsa daha hoş olur diyerek benim beklediğimden daha iyi bir şekilde kumaş işleniyor. Öyleki mağazalar gibi değil. Şunu beğendim hemen alayım yok. Ölçüleri ver müsait zaman ne zamansa ancak o zamanda alabilirsin. Bu da yapılan işe verilen emeği hissettiriyor. Aynı büyüklerimizin zamanı gibi oluyor. Makineleşmeden robotlaşmadan uzak sabır, güven, hasret, özlem her duygu bir terzi alışverişinde insanı kaplıyor. Nasıl mı? Ustanın yapacağı işe güven, aralardaki muhabbetlerde samimiyet, hevesle yeni kıyafet bekleme heyecanı falan. Velhasıl çok kıymetli ve değerli bir işletme benim için.